19 Mayıs 2008 Pazartesi

Le Ballon Rouge


Le Voyage du Ballon Rouge (Kırmızı Balonun Yolculuğu) diye bir film oynuyor İstanbul sinemalarında, neden Ankara’ ya gelmiyor anlamadım. Başkent değil mi burası! Yeterli sinema mı yok?

Benzer şekilde Fidel’in Yüzünden filmi de Ankara’ya oldukça geç gelmişti ve sadece tek bir sinemada oynadı sanırım. Sanırım diyorum çünkü Bahçelievler’ deki Büyülü Fener sinemasına ( bir tek burada gösterimi vardı) bu filmi izlemek için gittiğimde sinir bozucu bir durumla karşılaştım: Resmi internet sitelerinde, yani sinema bileti satın alınan sitelerin hepsinde 19:00 seansı var ve bilet satılıyor. Sinemadaki afişlerde de aynı şekilde 19:00’ da film oynayacak görünüyor. Bana da bir tek bu saat uygundu o gün.

Görevi bilet satmak olan kız, arkadaşıyla mesajlaşmasını bitirdikten sonra, o saatte gösterim olmadığını söyledi. İtirazların faydasız olduğunu anlayıp şaşkınlık ve kızgınlıkla eve dönmüştüm.

İnternette filmi (Kırmızı Balonun Yolculuğu) ararken, (ve bulamazken!!!) 1956 yapımı olan Le Ballon Rogue (Kırmızı Balon) adlı ve yenisi bundan esinlenerek yapılmış olan kısa filme rastladım.
Küçükken elimizden kaçırdığımız kırmızı uçan balonumuzu, hüzünlü gözlerle takip edebileceğimiz son noktaya kadar izleyip, (çünkü bir yandan babamızın elinden tutmakta ve bir yerlere gitmek zorundayızdır) sevdiğimiz bir şeyi kaybetme duygusunu yaşamışızdır. Oysa daha beş dakika önce bizim olan kırmızı uçan balonunun bir daha geri gelmeyeceğini de biliriz, baloncunun çok gerilerde kaldığını da…

Son zamanlarda izlediğim en güzel film… Tavsiye ederim…

Hiç yorum yok: